Chosen Master RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Chosen Master RPG
 
AnasayfaAnasayfa  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Kurgu
    Profesör Austin'in deneyi yalnızca özel yetenekli gençlerin ortaya çıkmasına sebep olmamıştı. Okul pencerelerinden, kapılarından sızan buharın; toprakla, havayla, suyla ve çeşitli elementlerle etkileşimi sonucu bir takım varlıklar daha oluştu. Bunlar tekin yaratıklar değildiler ve gelecekte özel yetenekli Master'lara büyük sorunlar çıkaracaklardı.
Yönetim Kadrosu
Küçük bir çocuğun zihninde Ynetici2Küçük bir çocuğun zihninde Ynetici3Küçük bir çocuğun zihninde Ynetici4
Duyurular
#Sitemiz açılmıştır.

#Sitemizdeki avatar boyutu, 150|3xx'dir.

#Sınıf başkanı seçimlerine adaylık için lütfen Tık.


 

 Küçük bir çocuğun zihninde

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Criss A. Grindel
Fortunatus | Tiro
 Fortunatus | Tiro
Criss A. Grindel


Lakap : Time Lord

Küçük bir çocuğun zihninde Empty
MesajKonu: Küçük bir çocuğun zihninde   Küçük bir çocuğun zihninde Icon_minitimeÇarş. Eyl. 07, 2011 6:36 pm

"1.İlk defa özel yeteneğini kullan.
Yer; İstediğin herhangi bir yer.
Kişiler; Yalnızca sen."



Sıcacık yatağının içerisinde gözünden akan o minicik damlalar yüzünü yalayıp oradan yastığına geçiyordu. Yastık zaten son bir aydır bu altı yaşına yeni basan çocuğun gözünden akan yaşlara alışıktı. Her gün neredeyse üzerine bardakla sular boşaltılmış gibi ıslak oluyordu. Ancak bunu yastıktan başka da kimse bilmiyordu zaten, bir tek o ve bu küçük beden içinde ki Criss. Teyzesi ona bir ay önce yaşanan o kazadan sonra ailesinin ölmediğini söylemişti. Bir gün onu görmeye geleceklerini, şimdilik sadece işleri olduğundan bahsetmişti. Ancak Criss bu şekilde düşünmüyordu, belki çocuktu ve zihni bir yetişkinin göreceği basit yalanları göremiyordu. Buna rağmen bildiği bir şey vardı ki o da o gün kazada annesinin kollarından onu ayırdıklarında ikisinin de artık yaşamadığını anlamasıydı. Çünkü diğer türlü asla onların elinden alamazdı kimse Criss'i. Annesi veya babası onu vermemek için her şeyi yaparlardı. Onu çok seviyorlardı ve onun yanından bu kadar zaman boyunca bir kez olsun ayrılmamışlardı. Teyzesi haklı olsaydı eğer mutlaka onu da yanlarında götürürlerdi, onun bu şekilde üzülmesine izin vermezlerdi. Onlar kahraman gibiydiler, onun sesini odasında ağlasa bile duyup anında yanında olurlardı. Ona sarılıp uyuyana kadar masal anlatırlardı.

Göz yaşlarının daha da artmasıyla onlardan kalan son hatıraya başını gömdü. Küçük bembeyaz ve yumuşacık olan ayıcığı da tıpkı yastığı gibi onun göz yaşlarından nasibini almışlardı. Ancak işin garibi o küçük ayıcığında sanki anlayışla karşılıyor olmasıydı bunlardı ve tabii teselli edercesine kollarını başına dayamıştı. "Anne.. Baba.." çocuğun göz yaşları arasından kısık bir şekilde sadece birkaç kelime duyuluyordu "Ağlıyorum. Neden. Yoksun." bir anda başını ayıcığından kaldırdı. Kapıya doğru baktı, başka hiçbir şeyi duymamaya çalışarak sadece ayak seslerini duymaya odakladı kendisini. Hatta ayıcığına daha da sıkı sarıldı ve gözlerini kapatarak onlar başını okşayıncaya kadar gözlerini açmamaya karar verdi. Bunu her akşam yapıyordu, daha önce başaramamıştı, ancak her gün yaptıklarının dozunu biraz daha arttırıyordu. Daha fazla ve sesli ağlıyordu, onlara daha fazla seslenmeye çalışıyordu. Oyuncak ayısını tekrar yüzüne doğru tuttu, bunu ona babası öğretmişti. Eğer ona doğru konuşursa, onlarda kendisini duyabiliyorlardı. "Baba. Baba. Gel." dedi belki de yanlış yeri dinlediğini düşünerek ayıcığın ağzını kulağına koydu.

"Criss, ne oldu oğlum? İyi misin?" bir anda odanın ışığı yanmıştı ve güçlü ellerin kendisini zarif bir şekilde tutup havaya kaldırdığını hissetti. Ve içinde de hep özlemini duyduğu o sıcaklık vardı, gözlerini yavaşça açtı. Simsiyah dağınık saçları ve oğluna bakan güler yüzüyle babası karşısındaydı. Criss yavaşça elini uzatıp onun yüzüne değdi "Baba." dedi ancak başka bir şey söyleyemedi bir süre, "Oğlum, iyi misin?" dedi kalın ve kulağa oldukça güzel gelen ses tonuyla babası. Criss sadece başını sallayabildi yüzünde oluşan gülümsemeyle "Özledim." dedi babasının sesinin yanında neredeyse duyulmayacak kadar kısık bir sesle ancak neşeyle. "Neyi varmış, hayatım? Criss Alphard Grindel, ağladın mı sen?" dedi müzikal bir şekilde çıkan ve oldukça güzel bir ses, annesiydi bu. "Ne? Benim oğlum ağlamaz bir kere, sadece bu zaman zaman olan bir şey her zaman erkeklere olur. Ağlamak değil bu." diye babası konuşmaya devam ederken annesi gülerek çocuğunu kendi kollarına alıp o çok güzel kokusunu da içine çekmesini sağlayarak kucağına bastırmıştı. Eliyle gözlerini sildikten sonra "Ağlamaktan utanma oğlum, bu senin insanlığının bir göstergesi. Kim ne derse desin asla utanma bundan. Duygularından utanma. Eğer ileride yanında olamazsak bunu iyice hatırla oğlum, seni her zaman çok seveceğiz." diyerek yüzüne bir öpücük kondurdu. Babası tekrar almıştı bu sefer kucağına ama bu sadece onu yere koymak içindi. Küçük çocuk tek eliyle tuttuğu ayıcığını bırakmadan babasının bacağına bile gelmeyen boyuyla önünde bekliyordu. Babası çocuğun önünde diz çöktü bir elini onun omzuna koyduktan sonra "Ve oğlum, ne olursa olsun kimsenin sana boyun eğdirmesine izin verme. Fikirlerini daima savun. Dostlarını daima savun. Kendini ve fikirlerini daima savun. Ve her zaman kalbinin sesini dinle. En zor zamanlarda o sana yardım edecek." çocuk boş gözlerle babasına bakıyordu. Babası gülümseyerek onun saçını okşadı ve öptükten sonra "Bunları büyüdüğünde anlayacaksın evlat. O zamana kadar baba seni çok seviyor bunu bilsen yeterli." dedikten sonra çocuğu yatağına yatırdılar ve ikiside onun yanına yattılar. Sabah uyandığında ise tekrar teyzesinin evindeydi..



Not: Renklendirmem kötü farkındayım ama ayarlayamadım T_T
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Küçük bir çocuğun zihninde
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Küçük Tarantula
» Küçük Ziyaret

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Chosen Master RPG :: Amerika Birleşik Devletleri :: 
CENTRAL PARK
-
Buraya geçin: