Chosen Master RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Chosen Master RPG
 
AnasayfaAnasayfa  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Kurgu
    Profesör Austin'in deneyi yalnızca özel yetenekli gençlerin ortaya çıkmasına sebep olmamıştı. Okul pencerelerinden, kapılarından sızan buharın; toprakla, havayla, suyla ve çeşitli elementlerle etkileşimi sonucu bir takım varlıklar daha oluştu. Bunlar tekin yaratıklar değildiler ve gelecekte özel yetenekli Master'lara büyük sorunlar çıkaracaklardı.
Yönetim Kadrosu
Kilit Nokta: Öfke Ynetici2Kilit Nokta: Öfke Ynetici3Kilit Nokta: Öfke Ynetici4
Duyurular
#Sitemiz açılmıştır.

#Sitemizdeki avatar boyutu, 150|3xx'dir.

#Sınıf başkanı seçimlerine adaylık için lütfen Tık.


 

 Kilit Nokta: Öfke

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Aphrodis Audrey Phyllis
Fortunatus | Tiro
 Fortunatus | Tiro
Aphrodis Audrey Phyllis



Kilit Nokta: Öfke Empty
MesajKonu: Kilit Nokta: Öfke   Kilit Nokta: Öfke Icon_minitimePtsi Eyl. 05, 2011 6:45 pm

    Öfkenin insana her şeyi yaptırabileceğini söylerler daima. Kim bilebilirdi, bu kadarını da yaptırabileceğini?

    | 5 yıl öncesi |

    Bağırmaktan boğazları ağırmıştı; fakat bu ona yine de engel olamıyordu. Engel olmasına da izin vermeyecekti zaten. Evet, karşısındaki kız en yakın arkadaşı olabilirdi. Ama ne hakkı vardı eşyalarını ve günlüğünü karıştırmaya? Bir de bunun üstüne ucube demişti gülerek. Aslında buydu son damlayı taşıran. Eşyalarını karıştırması da bir sorundu elbet; ama ucube demek... Audrey'in kıza olan tüm güveni, sevgisi, sadakati sarsılmıştı. Bunun yanında bir de sırtından bıçaklanmış gibi hissediyordu. On iki yaşındaki bir kıza göre fazla abartıyordu belki de. Yani, en fazla ne yazabilirdi ki günlüğünde? Ah böyle düşünüyorsanız gerçekten çok yanılıyorsunuz. O her kız gibi değildi. Tamam, normaldi, iki gözü ve iki kulağı vardı. Ama ilgi alanları o kadar farklıydı ki. Günlüğünde barbielerden, yakışıklı çocuklardan, Justin Timberlake ve Johnny Depp'ten bahsetmesi gerekirken o; telekineziden, kimyadan, ruhani olaylardan bahsediyordu. Şuana kadar kimsenin bilmediği bir şeydi bu. Sonunda biri öğrenmiş ve ona ucube demişti. İşte bu yüzden, bu noktada boğazı bağırmaktan şişmişti.

    "Tamam, bak sen benim en yakın arkadaşımsın. Bu günlüğü hiç yazmadın sayalım ve devam edelim." Audrey dayanamayarak histerikli bir kahkaha atmıştı. Bu kızla nasıl arkadaş olabilmişti? İlkokuldaydılar ve okulun en popüler kızıydı. Liseye geçtiklerinde herkes onun ponpon kız olmasını bekliyordu. On beş yaşındaki erkekler bile onun peşindeydiler. Ve Audrey, tipik inek arkadaştı. Aptal sarışınla zeki kız ikilemesiydiler ve Audrey ilgi görmeyi o kadar sevmişti ki, kızın katlanılmaz biri olduğunu bile unutmuştu. Ama bu kadarı canına tak etmişti. Sevilmeye ihtiyacı yoktu, oysa saygı görmeye vardı. "Dalga geçiyorsun, öyle değil mi? Sanki suçlu benmişim gibi üste çıkmayı nasıl başarıyorsun anlamıyorum." Kelimelere basa basa söylemişti. Sesinin yüksekliğine ise hakim olamıyordu. Ailesi evde olmadığı için şükrediyordu şuan. Yoksa çoktan tımarhaneyi ararlardı, özellikle de az önce histerik krizinden sonra. Fakat karşısındaki kız istifini bozmamıştı. Kendisinden o kadar emindi ki, bu Audrey'i ayrı bir deli ediyordu. Elini yumruk yaptı ve vücudunun yanında tutarak sıktı. Birazdan bir yumruk atacağına bahse girebilirdi.

    Kız kendisine doğru bir adım attığında yumrukları daha da sıkıldı. Şu güzel suratta birkaç morluk bırakmak çok zevkli olacaktı. Hatta belki de o muhteşem burnun biçimini sonsuza kadar bozabilirdi. Ya da dizine tekme atsa ponpon kızlığı rüyasında bile göremezdi. Ama o öyle biri değildi. Başkalarının hayallerini yıkmazdı. Şuan ne kadar çok istiyor olursa olsun yapmayacaktı. Fakat kızın son söylediği sözler daha kötüsünü hak ediyordu. "Bak canım, bir şeyi açıklığa kavuşturalım. Ben olmazsam sen bir HİÇSİN." 'Hiçsin' kelimesi Audrey'in beyninde milyonlarca kez yankılandı. Sinirden gözünü kapadı ve yumruğunu havaya kaldırdı. Bunu yaparken vücudunda damarlarında akan bir güç hissediyordu. Fizikselden öte ruhsal bir güçtü bu. Bir saniye bile nefes almadan havadaki yumruğunu ileri savurdu. Kızın o kadar da yakınında olmadığını biliyordu. Ama o yumruktaki gücü bir yere akıtmak zorundaydı. Rahatlamış bir şekilde gözünü açtığında gördüğü manzara karşısında ağzı açık bakakaldı birkaç saniye. Sarışın, orta boylu kız, tepeden tırnağı ıslanmış vaziyetteydi. Sürahi kafasına geçirilmişçesine... Ve yüzünde mükemmel derecede bir korku vardı. Audrey tatmin olsa da bu ifadeden, kendisi de korkmuştu. Elinde sürahi yoktu. Telekinezi yeteneği de henüz sürahiyi kaldıracak kadar gelişmemişti. Sadece kağıt döndürebiliyordu. Psi Wheel'dedikleri şeyi yapabiliyordu işte. Gözleri sürahiye döndü. Sürahi boştu, fakat bir santim bile kıpırdamamıştı. Tekrar kıza baktığında kızın gerilemekte olduğunu fark etti. "Sen... Sen... Nas-sıl yaptın? S-su?..." Ve ardından bayılmıştı.

    Günler geçtikten sonra anladı suyu kontrol ettiğini. Üstüne fazlasıyla kafa yormuştu çünkü. Ve hayır, bir daha kontrol etmedi. Aslında bir daha hiç öyle güçlü de hissetmedi. Özel bir yeteneği olduğunu biliyordu, çocukça bir hayalden fazlasıydı bu. Ama 5 yıl boyunca, o okula gidene kadar, hiçbir şekilde kanıtlayamadı bunu.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Kilit Nokta: Öfke
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Chosen Master RPG :: Dünya Başkentleri :: 
LONDRA
-
Buraya geçin: