Chosen Master RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Chosen Master RPG
 
AnasayfaAnasayfa  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Kurgu
    Profesör Austin'in deneyi yalnızca özel yetenekli gençlerin ortaya çıkmasına sebep olmamıştı. Okul pencerelerinden, kapılarından sızan buharın; toprakla, havayla, suyla ve çeşitli elementlerle etkileşimi sonucu bir takım varlıklar daha oluştu. Bunlar tekin yaratıklar değildiler ve gelecekte özel yetenekli Master'lara büyük sorunlar çıkaracaklardı.
Yönetim Kadrosu
Unbroken speech, you tricked me on shaky ground. Ynetici2Unbroken speech, you tricked me on shaky ground. Ynetici3Unbroken speech, you tricked me on shaky ground. Ynetici4
Duyurular
#Sitemiz açılmıştır.

#Sitemizdeki avatar boyutu, 150|3xx'dir.

#Sınıf başkanı seçimlerine adaylık için lütfen Tık.


 

 Unbroken speech, you tricked me on shaky ground.

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Varg Kjørsvik
Sobrius | Tiro
Sobrius | Tiro
Varg Kjørsvik


Nerden : Norveç

Unbroken speech, you tricked me on shaky ground. Empty
MesajKonu: Unbroken speech, you tricked me on shaky ground.   Unbroken speech, you tricked me on shaky ground. Icon_minitimePtsi Eyl. 05, 2011 6:27 pm

    Tek kişilik rp



    Küçük odasında şafaktan az önce uyandı. Duvarları su yeşiline boyalı odada minimal düzeyde eşya vardı, bir yurt odasının ilk gününde olması beklenen gibi. Yatak olarak kullandığı şey aslında sırtlığındaki minderleri kaldırılmış, genişçe bir kanepeydi. Açık kahverengi ahşap üzerinde beyaz bir yatak vardı sadece. Bir de bej rengi, üstünde mavi desenleri olan bir yastık kılıfı geçirilmiş bir yastık. Beyaz mavi ve uykuya yatmış bir yılan gibi kıvrılıp bükülmüş siyah kabloları sarı minoflenin üzerinde duruyordu. Odanın solunda bulunan beyaz ahşaplı pencerelerin ikisi de açıktı, hava içinde bulunduğu aya uygun olarak oldukça sıcaktı. Pencerenin altındaki kaloriferin sağına soluna üst üste yığılmış kitap kolilerinin en üsttekileri açılmış, bazı kitaplar gelişigüzel bırakılmıştı. Pencerenin sağındaki duvara yaslanmış duvarlarla aynı renkli minik sehpanın üzerinde rengi solmuş dantel bir örtü vardı. Hemen onun sağındaki duvardaysa üst üste iliştirilmiş bir gün batımı fotografıyla ondan daha küçük boyutlarda olan bir balkon fotografı vardı. Ev. Onların biraz üstünde belirli mesafelerle yerleştirilmiş üç tane çivi. Alttaki fotografın hemen altındaysa ışık düğmesi ve onun altında da minik oda spreyi. En sağdaki çiviye askılı, siyah ve bol bir tişört asılmıştı plastik sarı bir askıyla. Onun hemen altındaysa koyu kahverengi bir etejerin üstünde parfüm, krem gibi ıvır zıvırlar. Durup dururken çevresindeki her şey bir çırpıda katlanılmaz oluvermişti. Düşündü: belli bir anda, şimdi, şafaktan az önce her şeyin bir çırpıda katlanılmaz olması mıydı, uyanmasının asıl sebebi? Üzerinde yattığı yatak içine çökmüştü, etejer çok uzağındaymış gibi duran duvarın berisinde duruyordu, üzerindeki tavan katlanılmaz bir yükseklikteydi. Loş oda, dışarıda koridor ve hepsinden önce dışarısı, koridor, bütün yatakhane o kadar sessizdi ki, dayanılır gibi değildi. Şiddetli bir bulantı kapladı içini. Hemen ayaklanıp tuvalete koştu. Lavaboya kustu. Bir süre sürdü kusması, rahatlama getirmeden.

    Yeniden yatağına uzandı. Başı dönmüş değildi, tersine her şeyi katlanılmaz bir denge içinde görüyordu. Kalktı, açık pencereden eğilip bahçenin ucuna kadar bakması işe yaramadı. Bir branda bezi sakin sakin duruyordu park edilmiş bir arabanın üstünde. İçeride, odanın duvarındaki iki ince su borusunu gördü, paralel gidiyorlardı, yukarda duvarla aşağıda döşemeyle kesiliyorlardı. Gördüğü her şey katlanılmaz biçimde kesilmiş, sınırlanmıştı. Kusmak içini ferahlatmamış, tersine daha da sıkıştırmıştı. Sanki bir levye kendisini gördüğü her şeyden kanırta kanırta ayırıyordu, daha doğrusu çevresindeki nesneler kendisinden ayrılmış, havaya kaldırılmış gibiydi. Etejer, koliler, seyehat çantası; ancak şimdi farkına varıyordu ki gördüğü her nesneye uyan kelimeyi çılgınca bir zora uğramışçasına aklından geçirmeden edemiyordu. Her nesnenin görüntüsünü hemen nesnenin adı izliyordu. Mac, elbise askısı, anahtar. Ortalığa erkenden böyle bir sessizliğin çökmesi, gürültüler dikkatini artık dağıtamasın diyeydi; her yer bir yandan böyle, çevresindeki nesneleri görebileceği kadar aydınlık, öte yandan böyle, hiçbir gürültünün dikkatini dağıtamayacağı kadar sessiz olduğundan, nesneleri sanki kendi reklamlarıymış gibi görüyordu. Gerçekten, bulantısı kimi zaman, uyuyana kadar tekrarlanmadan ya da mırıldanmadan edemediği belli reklam spotlarından, moda melodilerinden ya da milli marşlardan duyduğu iğrentiye benzer bir iğrentiydi. Hıçkırık tutmuş gibi nefesini tuttu. Sonra nefes alınca aynı şey gene başladı. Daha ilk günüydü ve bu yatakhaneyle ilk izlenimleri, pek de ilk görüşte aşk değildi. Buraya nasıl uyum sağlayabileceğini bilmiyordu. Evde olmak ve labaratuara inmek, onu rahatlatacaktı. Yine de buradan gidemeyecekti bir süre, en azından biraz denemeden değil. Söz vermişti çünkü. Yeniden tuttu nefesini. Bir süre sonra işe yaradı bu. Tavana astığı pamuktan bulutlara bakarak uykuya daldı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Unbroken speech, you tricked me on shaky ground.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Chosen Master RPG :: Arizona Devlet Lisesi :: 
I. KAT
 :: Sobrius Sınıf Yatakhanesi
-
Buraya geçin: