Lorelei Châtillon Sobrius | Tiro
| Konu: eve hoşgeldin Çarş. Eyl. 14, 2011 2:50 pm | |
|
İşte yeni evi… Yüksekte olmasını seviyordu bu yerin. En azından geceleri, uçabileceği büyüklükte camları vardı. Camlar pek büyük sayılmasa da geçebileceği büyüklükteydi. Omuzlarını silkerek, pek aydınlanmamış yatakhanesine doğru adımlarını hızlandırdı. Burada kendini huzurlu hissettiği söylenebilirdi; ama buraya ait olmadığı gerçeğini de bir kenara itemezdi. O gökyüzündeki bulutların arasına gizlenmiş yerlere aitti. Kendisini özgür hissettiği tek yer gökyüzüydü. Ruhuna aitlik hissinin aşılandığı tek yerdi ve bu hissi seviyordu. Sevdiği nadir şeylerden biri de buydu; aslında sevdiği tek şey bile denilebilirdi bunun için. “Ah, hayır.” diye fısıldadı. Sevdiği tek şey olduğu konusunda yanıldığını yanına gelen ruh hayvanı baykuşu hatırlatmıştı. Lily adını verdiği baykuşunun, ruhtan tüylerini okşamayı çok istiyordu. Ona bakarak, yüzünde yıllardan beri kaybolmuş olan gülüşünü ortaya çıkardı. Oda arkadaşları olduğunu biliyordu; ama gene de en sadık dostu Lily olmaya devam edecekti. Her zaman doğrusunu bilen bir ruh olmuştu. Lily’nin vücudunu saran ruhumsu katmana dokunmamaya özen göstererek, üzerinde elini gezdirdi. Dikkatini baykuşundan ayırarak kalacağı odaya göz gezdirmeye başladı.
Bilindik yurtlara benzer tasarımıyla pek de ilginç değildi. Yatak örtüleri aynıydı ve tek renkti. Sobrius binasının rengi olan maviyle döşenmişti her yer. Gözlerini devirerek kendi yatağına baktı. Yatağı en güzel yer olan cam kenarıydı. Diğer yataklardan farklı olarak, kendi yatak örtüsünü getirmişti. Kesinlikle, odaya bir canlılık kattığını düşündüğü siyahtı. Siyahın her şeye bir canlılık kattığını düşünürdü. Bazen kanatları siyah olsaydı nasıl olurdu diye düşündüğü bile oluyordu. Güneşin gökyüzünde parlamasına rağmen uyumak istiyordu. Yatağının yanına giderek, kuş tüyü yastığının altındaki koyu yeşil pijamayı çıkardı. Yatakhanede kimsenin olmayışını fırsat bilerek üstünü değiştirdi. Pijama dediği sadece kısa kollu bir tişörttü. İç çamaşırıyla uyumayı adet edinmişti son birkaç yıldır. Örtünün içine girmeye tenezzül etmeden yatağın üstüne sırt üstü attı kendini. Yatak sallanmayı bıraktığında derin bir nefes vererek gözlerini kapattı. Evdeki yatağıyla kıyaslanamayacak kadar rahatsız olsa da kendini evinde hayal ederek uyumaya çalıştı. Bugünden sonra hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı şeklinde bir his vardı içinde. Omzunun üstünde hissettiği soğuklukla gözlerini araladı. Baykuşu başının üstünde uçuyordu ve arkasında bıraktığı ruh kalıntılarıyla çok hoş bir görüntü oluşturuyordu. Lorelei’nin dudaklarında bir gülümseme belirmeye yüz tuttuğunda kendisin uykunun kollarına bıraktı.
| |
|