Chosen Master RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Chosen Master RPG
 
AnasayfaAnasayfa  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Kurgu
    Profesör Austin'in deneyi yalnızca özel yetenekli gençlerin ortaya çıkmasına sebep olmamıştı. Okul pencerelerinden, kapılarından sızan buharın; toprakla, havayla, suyla ve çeşitli elementlerle etkileşimi sonucu bir takım varlıklar daha oluştu. Bunlar tekin yaratıklar değildiler ve gelecekte özel yetenekli Master'lara büyük sorunlar çıkaracaklardı.
Yönetim Kadrosu
sing me to sleep. Ynetici2sing me to sleep. Ynetici3sing me to sleep. Ynetici4
Duyurular
#Sitemiz açılmıştır.

#Sitemizdeki avatar boyutu, 150|3xx'dir.

#Sınıf başkanı seçimlerine adaylık için lütfen Tık.


 

 sing me to sleep.

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Nora Grace Beverwill
Fortunatus | Tiro
 Fortunatus | Tiro
Nora Grace Beverwill



sing me to sleep. Empty
MesajKonu: sing me to sleep.   sing me to sleep. Icon_minitimeSalı Eyl. 13, 2011 12:47 pm

    1. İlk defa özel yeteneğini kullan.
"Uyu." Büyük annesinin sesindeki melodik tınının yerini başka bir şey almıştı şimdi. Kadının sözlerine itaat etti. Yerinden kalktığında gözleri karardı kısa bir süreliğine, yerin sallandığını hissetti. "Aniden hareket ettiğin için olsa gerek..." Kafasını hafifçe eğdi ve az öncesine nazaran daha nazikçe konuşan kadına baktı. Öyle olmalı, sözler beyninin içinde yankılandı yalnızca. Dudaklarını aralamaya yetecek kadar bile enerjisi kalmamıştı. Gün içinde çok yormuştu Iva'nın çalışmaları. Suçlamıyordu elbette kimseyi... Kadının tek arzusunun torununun kafasının içinde olan bitenleri kavramak olduğunun farkındaydı. Bir hafta öncesine dönmek için duyduğu isteğin büyüklüğü içindeki azmin üzerinde gölge düşürdü adımları misafir odasına doğru taşırken onu. Kapıyı iteledi sağ eliyle. Kendini yatağa atmadan önce aynadaki yansımasıyla göz göze geldi. İçinde saklı kalan korkmuş küçük kız konuşmaya hazırlandı iç sesi aracılığıyla yine. Kaçıp gitmesini tekrar etmesine fırsat tanımadan attı kendini yatağa. Kurtulmak için dua etmeye mecali yoktu. Bunun yerine rüya göremeyecek kadar yorgun olduğuna şükretmekle yetindi...

Sesler karanlığın içinde yükselirken ayağa kalktı. Tanıdık bir kadın sesi, şarkı söylüyordu hangi enstrümana ait olduğunu kestiremediği ritmik sesler eşliğinde. Müzik sustuğunda ileriye doğru bir adım attı. Yürürken sendeledi. Oturmaya çalıştı, yere uzanıp geri uyumaya. Fakat bir güç onu dik durmaya zorladı. Adeta sırtına yapıştırılmış bir sopa vardı. Eğilemiyordu. Attığı her adımın sesi boşluğun içinde yankılanıyordu şimdi... Gidecek bir yer bulmak için sarf ettiği birkaç dakikanın sonunda olduğu yerde dikildi. Hareketsiz bir şekilde bekledi. Sonra kokuyu duydu. Bahar çiçeklerinin, büyük annesinin kolonyasının bayık kokusu... Geldiği yönü takip etti. Boşluğun içinde asılı duran bir kapının önüne geldiğinde durdu. Kapıdan geçerken ne beklemesi gerektiğini bilmiyordu. Diğer yana ulaştığında gözleri kamaştı. Işığın sönmesini bekledi ve gözlerini yumdu. Saydığı atmış saniyenin sonunda görüş alanı yine karanlığa gömülmüştü. Uzaktan bir şeyin yaklaştığını gördü. Ona doğru ilerledi. Yavru bir, kedi miydi bu? Hayır, daha iriydi. Çömeldi, vücudunun emirlerine itaat etmesine sevinerek. Hayvanın başını okşadı. Kafasını kaldırdığında beyaz bir kaplanın mavi gözleri kendisininkiyle birleşti. Hayvan kızın elinden kurtulup biraz geriledi, gümüşi bir renk aldı, parlaktı. Yok olmadan önce ağzı açıldı. "Şimdi uyan."

Gözleri aniden açıldı ve bedeni yatağının içinde doğruldu. Büyük annesini yanı başında bulduğuna şaşırmak istedi. Fakat bir şekilde onun orada olmasının tesadüf eseri olmadığını biliyordu. Etraf duman altıydı. Karşıdaki masanın ortasındaki tütsünün kokusu her yanı sarmıştı. Kadına gördüğü saçmalıktan bahsetmek için hazırlanırken kulakları çınladı... Ardından nereden geldiği belirsiz sesler beyninin içine sızdı. Ellerini kafasının içine aldı. Saniyeler sonra acı içinde kalmıştı. Cenin pozisyonunda ileri geri sallanırken gözleri yalvarıyordu. Durdur şunu. Gürültü hafiflemedi. Aksine arttı. Bir oda dolusu insan bir ağızdan konuşuyordu. Kendi sesiyle onlarınkini bastırmak için olağanca gücünü kullandı. "Büyükanne..." Kadın yerinden yavaşça kalktı ve kızın yanına oturdu. Kolları arasına aldığı torununun kulaklarına fısıldadı. Sesi şaşırtıcı biçimde hem kızı, hem de gürültüyü yatıştırmıştı. "Benim hatam, üzgünüm kızım."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
sing me to sleep.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Chosen Master RPG :: Dünya Başkentleri :: 
LONDRA
-
Buraya geçin: