Chosen Master RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Chosen Master RPG
 
AnasayfaAnasayfa  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Kurgu
    Profesör Austin'in deneyi yalnızca özel yetenekli gençlerin ortaya çıkmasına sebep olmamıştı. Okul pencerelerinden, kapılarından sızan buharın; toprakla, havayla, suyla ve çeşitli elementlerle etkileşimi sonucu bir takım varlıklar daha oluştu. Bunlar tekin yaratıklar değildiler ve gelecekte özel yetenekli Master'lara büyük sorunlar çıkaracaklardı.
Yönetim Kadrosu
Sizce tesadüf mü? -Hayır. Ynetici2Sizce tesadüf mü? -Hayır. Ynetici3Sizce tesadüf mü? -Hayır. Ynetici4
Duyurular
#Sitemiz açılmıştır.

#Sitemizdeki avatar boyutu, 150|3xx'dir.

#Sınıf başkanı seçimlerine adaylık için lütfen Tık.


 

 Sizce tesadüf mü? -Hayır.

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Barbara Elvfsie
Ingenious | Tiro
 Ingenious | Tiro
Barbara Elvfsie


Nerden : Severac.
Lakap : Barbie. :B

Sizce tesadüf mü? -Hayır. Empty
MesajKonu: Sizce tesadüf mü? -Hayır.   Sizce tesadüf mü? -Hayır. Icon_minitimeC.tesi Eyl. 10, 2011 11:45 am


    "Ruhun çocuğum, ruhun tanrı tarafından affedilecektir."
    Peder'in bu soğuk sözleri karşısında artık ölüm vaktimin geldiğini anlamıştım. Neşe içinde bir çocukken, -küçükken- şimdi haksız yere öleceğimi nereden bilebilirdim ki? "Hayıır. Durun ben cadı değilim! BEN CADI DEĞİLİİM!" Nöbetçilerin üzerimdeki bakışları gittikçe artıyor ve bana baskı yapıyorlardı. Yalvarmamdan zevk alıyor, ve beni izliyorlardı. Arkamdaki yaşlı kadının "Peder! Cehennemde yanacaksın!" Sözleri kulağımda yankılanırken, boynumuza bağlı iplerle çoktan nehire sarkıtılmıştık.

    Uyandığımda ter içindeydim. Yataktan nasıl fırladığımı anlayamamıştım. Başım ağrıyor ve zonkluyordu. Rüya o kadar gerçekti ki... Belki de geleceğimi anlatıyordu. Özel yeteneğimin bana bu kadar ağır geleceğini bilseydim, ölürdüm daha iyi.

    Kendimi tekrar yatağa bırakıp hemen başucumda duran komedinin üzerinde duran dijital saat'e baktım. 02:59. Saat neredeyse üçtü. Neredeyse değil, sadece bir dakikası kalmıştı.
    Yataktan sendeleyerek kalktım ve direk lavaboya gittim. Ayna beni ona bakmam için adeta kendine çekiyordu. Yüzüme bir kaç parti su vurduktan sonra, aynanın ısrarıyla bakışlarımı yansımama çevirdim. Bu ben miydim? Gözlerin kan çanağı ve saçlarımda terden sırılsıklam olmuştu. Evet, gerçekten bu yetenek bana ağır gelmeye başlamıştı. Ne yani son evrede psikopatlaşma yoluna mı gidiyordum? 'Ah hiç sanmıyorum.' diyerek hızla lavabodan çıktım. Sanki çevremdeki varlıklarla inat içimden bir ses, ''Bodruma in!'' diyordu. Üstümdeki geceliği çıkartıp, bir pantolon ve t-shirt giydim. Odama son kez bakıp derin bir nefes aldım. Kapıya geldiğimde duraksadım çünkü görevliler yatakhanenin içinde kol geziyorlardı. Ayak sesleri gittikten sonra yavaşça kapıyı açtım ve etrafı kontrol ettim. Sonra yine aynı sessizlikle kapıyı kapatarak, hızlıca merdivenlere geldim. Duvarların üzerinde duran kırmızı apliklerin ışıkları merdivenleri aydınlatmaya yetiyor ve hatta giriş katına kadar uzanıyordu. Burası çevreye karşı düz bir lise gibi göründüğü için etraf pek fazla süslü değildi. Hatta eski bile sayılırdı.
    Etrafı kollayarak nihayetinde giriş katına varabilmiştim. İçerideki yatak hane görevlisi her zaman ki gibi masa başında uyuya kalmıştı. Gözlerimi devirdikten sonra bodrum katının merdivenlerinde durdum. Bunu neden yapıyordum hiçbir fikrim yoktu. Ama içimdeki ses beni inatla oraya sürüklüyordu. Merdivenleri yavaş ve sakince inerken bodrumdan gelen tıkırtı ve gümbürtüleri duyabiliyordum. İçimden bir ses, 'Korkma. Sadece biraz sesi hepsi bu.' diyerek beni telkin etmeye çalışıyordu. Ona yanıt olarak, ''Ah! çok teşekkür ederim. Sanki bilmiyordum.'' dedim. Bodrum katına inince karanlık, ürpermeme neden oldu. Hiç bir şey görünmüyordu. El yordamıyla duvara tutunarak ilerliyordum. Bir an için 'Bırak inatlaşmayı ve odana çık.' diye düşündüm ama ben o kadar çabuk pes etmezdim. İçimdeki ses yine devreye girmiş, soğuk ve gizemli bir ses tonuyla, ''Zindana gel çocuğum, zindaan...'' Çocuğum?! Tanrım, rüyam gerçek mi oluyordu? Adımlarımı geri çektim ve bu karanlıkta merdivene yöneldim -yönelmek istedim- ki bir çift kırmızı göz beni yere yığmayı başarmıştı. İşte bu sefer korkmuştum. Karanlıktan istifade ediyor olabilirdi. Ve bende bu bir çift kırmızı gözün 'paranormal' varlık olduğuna yemin edebilirdim. Bodrum katının soğuk zemininde yığılmanın etkisi ile kendime gelmeye çalışırken, saçımdan tutan bir şey beni zindana sürüklüyordu. Çığlıklarım bodrum'un içinde boğuluyor, adeta hapis oluyordu. Zindandan içeri sürüklenerek girdiğimde, kendimi bir anda yosun tutmuş duvarlarda buldum. İnlemelerim ve haykırışlarım hiç bir şeye fayda etmezken yolun sonuna geldiğimi boğazıma ip geçirilirken anlamıştım.


    "RUHUM ÇOCUĞUM RUHUN TANRI TARAFINDAN AFFEDİLECEKTİR!"
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://chosenmaster.turkforumpro.com
Galynhtias Maurice
Ingenious | Tiro
 Ingenious | Tiro
Galynhtias Maurice



Sizce tesadüf mü? -Hayır. Empty
MesajKonu: Geri: Sizce tesadüf mü? -Hayır.   Sizce tesadüf mü? -Hayır. Icon_minitimePaz Eyl. 11, 2011 6:42 pm



    “Onu o okula yollayamayız. Oraya gidenler gibi değil, asla da olmayacak.”
    “Biliyorum hayatım; ama bu işin geri dönüşü yok eğer o okula gitmezse, her şey imkânsızlaşacak.”
    [b]Kadının gözlerinden süzülmeye başlayan yaşlar, yanağına varmadan bir el yardımıyla silinmişti. Kadının hemen yanında kambur edasıyla oturan adam, sağ koluyla kadını kavrarken sağ koluyla da kadının yaşlarını siliyordu. Büyük salonda, antik bir kanepede otururlarken, salona giriş kapısının dar aralığından bir çift mavi göz sahibi çocuk izliyordu. Üzerindeki resmi kıyafetin darlığı bedeniyle uyum sağlamışken, gözlerinden dökülmeye başlayan damlalara karşı olan sükûneti, serinkanlılığının simgesiydi. Neyden bahsettiklerini anlamak için verdiği çabayı, bugüne dek -ailesi sayesinde- hiçbir şeye vermemişti. Kapının büyüklüğü, küçük çocuğu gizleyecek nitelikte olduğundan kolay gizlenebiliyordu. Gözlerini ailesinin çevresinden çekerken, uzun ve dar koridorda donuk bir ifadeyle yürümeye başlamıştı… Bu malikâne deki oda sayısının çokluğu kendisini gizlemeye yeten bir başka şey oluyordu. Üzerindeki, normal de yetişkinlerin giyeceği türden bir gömlek ve kravat vardı… Ailesi, küçüğün bu yaşta disiplini öğrenmesi taraftarı olunca sonucu da böyle olmuştu. Ailesine olan sevgisi ve bağlılığı yüzündense bundan hiçbir zaman şikâyet etmemişti. Edemezdi de… Koridorun sonundaki bir odaya saptığında çubuk bacakları, loş ve sükûnet dolu bir odayla karşılaşmıştı. Olağan en kuytu köşeye çömen küçük, kendini oldukça kötü ve anormal hissediyordu…

    *

    Mavi gözleri yavaşça açılırken doğrulmuştu yatağında yarı çıplak. Odasındaki bu rahatlığını, başka hiçbir yer de göstermiyordu. Buna yüreği de izin vermiyordu zaten. Ne kadar bu okul da okusa da o hala zengin aile ve soylu bir köke sahipti. Gözleri yarı kısık bir şekilde pencereden giren ışığı beklerken, ayın eşsizliği ile karşılaşınca şaşırmıştı. Hemen ayaklanan yakışlıklı, kaslı bedenine geçirmişti tişörtünü. Bir kez daha uyuyamayacağını bildiği ve hava almasının ona iyi geleceğini düşündüğü için dışarı çıkacaktı. Odasından ve yatakhaneden çıkarken, sükûnetinden bir damla olsun sızdırmamış, merdivenlerden inmişti. Giriş katını, bahçeyle bağlayan kapıya doğru hamle yapmıştı ki duyduğu çığlık sesleri, kendisini bodrum katına yönlendirmişti. Yavaşça indiği merdivenlerde, ifadesindeki serinkanlılık ile birlikte anlamsızlık vardı. İndiği merdivenlerin sonunda karşılaştığı sonsuz karanlığa rağmen ilerlerken sesin geldiği kaynağa, koridorun sonunda anlamıştı durumun ciddiliğini. Zindanlara koştuğunda etraftaki loşlukla beraber köşede bulduğu hançeri kapmış ve cadının karşsındaki gölgeye doğru savurmuştu. Boşlukla karşılaşırken bir yandan da şaşkınlığa uğrayan prens, elindeki hançeri olduğu yere bırakıp kızın yanına koşmuştu. “Hey… Hey… Sakin ol. Bir hiç uğruna savaşıyorsun.”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Sizce tesadüf mü? -Hayır.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Chosen Master RPG :: Arizona Devlet Lisesi :: 
BODRUM KAT
 :: Zindanlar
-
Buraya geçin: