Chosen Master RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Chosen Master RPG
 
AnasayfaAnasayfa  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Kurgu
    Profesör Austin'in deneyi yalnızca özel yetenekli gençlerin ortaya çıkmasına sebep olmamıştı. Okul pencerelerinden, kapılarından sızan buharın; toprakla, havayla, suyla ve çeşitli elementlerle etkileşimi sonucu bir takım varlıklar daha oluştu. Bunlar tekin yaratıklar değildiler ve gelecekte özel yetenekli Master'lara büyük sorunlar çıkaracaklardı.
Yönetim Kadrosu
Kurtlara Fısıldayan Adam Ynetici2Kurtlara Fısıldayan Adam Ynetici3Kurtlara Fısıldayan Adam Ynetici4
Duyurular
#Sitemiz açılmıştır.

#Sitemizdeki avatar boyutu, 150|3xx'dir.

#Sınıf başkanı seçimlerine adaylık için lütfen Tık.


 

 Kurtlara Fısıldayan Adam

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Arthur Neithan
Ingenious | Tiro
 Ingenious | Tiro
Arthur Neithan


Nerden : Köken İngiltere'ymiş, öyle diyorlar, ki sorun bakalım, hiç gitmiş mi? Yok.
Lakap : Claw

Kurtlara Fısıldayan Adam Empty
MesajKonu: Kurtlara Fısıldayan Adam   Kurtlara Fısıldayan Adam Icon_minitimeC.tesi Eyl. 10, 2011 3:53 am

Ne kadar da güzel bir gün… Kızlar, kısalmış etekleri, güneş gözlükleri ve kıkırtılarıyla beraber parlak bir güne doğru koşturuyorlardı. Arthur, sakince okul otobüsünün arkalarındaki boş bir sıraya oturdu. Böyle bir etkinlik kafasını dağıtmasına yardımcı olur diye düşünüyordu. Aslında o dağ gezisinden sonra kafası daha da karışmıştı. Neyse ki öyle kafasına takacak bir şey yoktu, çoğu zaman gelecekle ilgili şeyler görüyordu insanlar. Öyle bir rüya/kabus görmüş olabilirdi. Böyle şeyleri düşünme, böyle şeyleri düşünme… Güzel, güneşli bir tatil gününü, en azından fantezisinde gerçekleşmeyen şeylerle geçirmek istiyordu. MP3 çalarının sesini sonuna kadar açıp kulaklıkları kulaklarına yerleştirdi. Birkaç saatliğine dünyadan kopmak iyi gelirdi belki de.

Otobüs, Central Park’ın yolcu -şimdilik öğrenci- indirmek için kullanılan geniş alanına girdiğinde Arthur da ‘Cowboys From Hell’den ayrılmak zorunda kalmıştı. Rehber öğretmen, öğrencilere bir şeyler anlatırken taze havayı ciğerlerine doldurdu. ‘Gelişmiş’ bir şehrin ortasında, böylesine bir doğal ortamın kalmış olması, dayanabilmesi ve korunması çok ümit vericiydi. İnsanlar, bir şey başarabilirlerdi belki de. Ayaklarını sürüye sürüye geri kalan sürüden ayrıldı. Geri dönmek için yaklaşık üç saati vardı. Bir yerlerde dinlenebilir, aileleriyle gezen çocuklarla dalga geçebilir, ya da kaz filan kovalardı. Kazların bağrışarak kaçışırken ki görüntüleri zihninde canlanınca suratına çarpık bir gülümseme yerleşti. Birkaç saatliğine dünyadan soyutlanmaya hazırlanırken cep telefonunu da kapatıp neden yanına aldığını bile bilmediği sırt çantasının ön gözüne attı. Çantasına ufak bir defter ve eskiz kalemi de atmıştı, resim çizmek isterse diye. Arada bir böyle istekleri olurdu. Uzun bir ağacın altına çantasını atıp serin gölgeye uzandı. Evsizler için oldukça iyi bir yer. Başını ağacın gövdesine yaslayıp etrafı izlemeye başladı.

****


“Burada uyumamalıydın.” Gözlerini transtan çıkıyormuş gibi yavaşça açtı, Arthur. Duyduğu erkek sesini bir yerden hatırlıyordu ama nereden olduğunu bilmiyordu. Yavaşça etrafı kontrol etti. Onu uyandıran her kimse, kaçmış olmalıydı. Etraftaki canlılar sadece yapay göldeki kazlardı, onlar da erkek sesine pek de yakın olmayan bir sese sahiptiler. ”Buradayım,” dedi, yine aynı ses, yaslandığı ağacın arkasından.

”Benimle oyun mu oynamaya çalışıyorsun?!” Sinirle ayağa fırlayıp ağacın arkasına geçti ama çalılıklardan başka bir şey bulamadı karşısında. Ağacın etrafına birkaç tur atmış olsa da kimseyi bulamadı. Rüyada olduğunu düşünmek üzereyken çalılıkların arasından bir inilti duydu. İnsan iniltisiyle uzaktan yakından alakası yoktu. Yavaşça çalılıklara doğru yürüyüp temkinli bir şekilde çalılıkları ikiye ayırdı. Karşısında bulmayı beklediği şey kapkara tüylere sahip bir bozkurt değildi. Yavaşça çalıları bırakıp birkaç adım geriledi. Ve sesi de nereden hatırladığını anlamış oldu, o dağ köyünde gördüğü rüyadan. Bir kurttan korkmazdı ama New York’un ortasında onlardan biriyle karşılaşmak da pek de tekin sayılmazdı. Fazla ses çıkartmamaya dikkat ederek çantasının olduğu yere kadar geriledi. Korkmuyorsun, korkmuyorsun, korkmuyorsun… Oh, hayır, korkuyorsun…

”Sanırım açsın?” Bunu neden sordu, onun da bir fikri yoktu aslında ama kurdun onunla konuşmuş olmasına inanmıyordu, ya da gerçekten orada olduğuna. Cevap gelmeyecekti ve Arthur da kendi yoluna devam edebilecekti. Daha mantıklı düşünebilmek için sürekli yaptığı gibi parmaklarını saçlarının arasında dolaştırıp biraz hava sirkülasyonu sağladı. Aynı iniltiyi yeniden duydu. ”Sanırım bu hayır demek, değil mi?” Çantasıdan çıkartmak üzere olduğu ufak ekmeği geri koydu. ”Sanırım neden seni seçtiğimi anladım, zekisin.” İri bozkurt, çalıların arasından çıkıp ağacın altına uzandı. Arthur da sırtını ağaca dayayıp yavaşça aşağıya doğru kaykıldı, bir yandan da gözlerini kurdun üzerinden ayırmamaya dikkat ediyordu. Tamamen yerleştiğinde kurt hafifçe ıslanmış olan burnunu Arthur’un bacağına değdirdi. Ne yapacağını şaşıran Arthur, elini kurdun kulaklarının arkasına atıp yavaşça kaşımaya başladı. Kurttan hoşlandığını belli eden mırıltılar yükseliyordu.

****

Altın sarısı gözlerini Arthur’un mavi gözlerine dikmişti.
”Şimdi anladın mı?” Neredeyse hayvanın gülümsediğine yemin edebilirdi. Zaten kıkırdadığını duyuyordu. Yani bazı hayvanların güldüğünü, kahkaha attığını filan duymuştu ama kurtların böyle bir şey yaptıklarını düşünmezdi hiç. Anladığını belli etmek için kafasını salladı. Hayvan iyice Arthur’un bedenine sokulmuştu. Kapkara tüylerinin altı oldukça sıcaktı, hissedebiliyordu. Bilinçsizce kurdun tüylerini okşuyordu, Arthur, bir de anlattıklarını sindirmeye çalışıyordu. Bir kurt, az önce ona geçmişi anlatmıştı ve olası geleceği. Parmakları tüylerin üzerinden kayarken gümüşi parıltılar etrafa saçılıyordu. Bundan hoşlanmaya bile başlamıştı, Arthur. ”Thunder, adım Thunder…”

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Kurtlara Fısıldayan Adam
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Chosen Master RPG :: Amerika Birleşik Devletleri :: 
CENTRAL PARK
-
Buraya geçin: