Chosen Master RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Chosen Master RPG
 
AnasayfaAnasayfa  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Kurgu
    Profesör Austin'in deneyi yalnızca özel yetenekli gençlerin ortaya çıkmasına sebep olmamıştı. Okul pencerelerinden, kapılarından sızan buharın; toprakla, havayla, suyla ve çeşitli elementlerle etkileşimi sonucu bir takım varlıklar daha oluştu. Bunlar tekin yaratıklar değildiler ve gelecekte özel yetenekli Master'lara büyük sorunlar çıkaracaklardı.
Yönetim Kadrosu
Elektrik Direği.  Ynetici2Elektrik Direği.  Ynetici3Elektrik Direği.  Ynetici4
Duyurular
#Sitemiz açılmıştır.

#Sitemizdeki avatar boyutu, 150|3xx'dir.

#Sınıf başkanı seçimlerine adaylık için lütfen Tık.


 

 Elektrik Direği.

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Lynette Heloise Sneaux
Sobrius | Tiro
Sobrius | Tiro
Lynette Heloise Sneaux


Lakap : Sık kafasına nazım.

Elektrik Direği.  Empty
MesajKonu: Elektrik Direği.    Elektrik Direği.  Icon_minitimeCuma Eyl. 09, 2011 1:34 am

    Bavullarının ağırlığının kendi ağırlığından bile daha fazla olduğuna yemin edebilirdi. Nihayetinde iki gardırop dolusu elbiseyi tıka basa doldurduğu bavullarda ganimet taşıyordu. Tam o sırada sırtında hissettiği ağırlıktan sonra acıyla kıvrandı bütün bedeni, aklına ilk gelen şey ise omurgalarının zedeleneceğiniydi. Arkasını döndüğü anda otuz iki dişinin otuz beşinin de belli olduğu bir sırıtmayla karşı karşıya olduğunu fark etti. Karşısındaki insanlığa dair hiçbir belirti olmayan bu mahlûkat resmen dişlerden ibaretti. New York sokaklarındaki her beş metrede bir diktikleri elektrik direkleri misali bir yüksekliğe sahip olan bu mahlûk, oldukça ürkütücüydü. Böyle bir çarpmadan sağ çıktığı için kendisiyle gurur duyuyordu. Dişten ibaret olan mahlûkun tavırlarından anlaşıldığı kadarıyla öylesine bir çarpma değildi bu, kasten olduğu aşikârdı. Böyle bir şey karşısında hiçbir şey yapmadan duramazdı. Dizlerinin bir iki parmak üzerinde biten elbisesini düzelterek kafasını kaldırdı, boynunun kırılabileceği ihtimalinin olasılıklarını hesaplamaya çalışırken ellerini mahlûkatın suratında birleştirdi ve aurasından sızan zehrin adamın bütün suratına yayılmasına izin verdi. Adamın rengi değişmeye başlamış yerini koyu bir renge bırakmıştı. Acı içinde yere düşen bedeni bir felaket yaratacak ölçüdeydi. Bir anda olup biten bu olay karşısında kıkırdamadan edemedi. Kendisine yapılan her nezaketsizliğe karşı yeteneğini kullanması doğru bir şey olmayabilirdi fakat umurunda olduğu söyleyebilmek için bir düzine şahit gerekebilirdi. Perçemlerini hafifçe iterek bavullarını tekrar eline aldı ve arkasında bıraktığı devin git gide artan inlemelerine kulak asmayarak odasına doğru yürümeye koyuldu.

    Çarptığı kapının ardından gelen seslerin susması için her şeyini verebilirdi o an. Bavullarının tarif edilemez bir acı eşliğinde bıraktığı izlere aldanmadan kulaklarını kapattı hızlıca, her ne kadar başarısız olacağı aşikâr olsa da tek istediği biraz olsun acı dolu inlemelerden uzak kalmaktı. Sonuçlarına katlanmayarak zehirlediği insanların sayısı oldukça fazlaydı lakin zehrinin aurasından yavaşça sızarak temas ettiği bölgeye doğru akmasını izlerken aldığı zevki anlatmaya kelimeler kifayetsiz kalırdı muhakkak. Özellikle az evvel binanın yıkılmasını sağlayacak bir hızla koridorun orta yerine düşen bedenin bağrışlarına karışan sesler kulaklarının uğuldamasından başka bir şeye yaramıyordu. Sırtındaki ağrı git dide artıyor, bütün bedenini sarsıntıya uğramışçasına rahatsız ediyordu. Bavullarını bıraktığı yere bir iki metre mesafedeki yatağa doğru yürürken hissettiği acizlik öfkesini ikiye katlıyordu. Rugan ayakkabılarını çıkarmadan uzandığı yatağın rahatlığı acısını hafifletmiyordu lakin oldukça kullanışlı ve rahattı. İpek kumaştan yapıldığı belli olan yosun yeşili yatak örtüsünün rengi, adeta gözlerinin rengiyle yarışmaya can atıyordu. Odasına göz gezdirdiğinde fark ettiği mumlar oldukça dikkat çekiciydi. Ahşaptan yapılmış kitaplığın hemen yanına kondurulmuş olan sehpanın üzerine özenle yerleştirildiği belli oluyordu. Işıklandırmadan mahrum kalmış odanın loş ışıklarıyla uyum içerisinde olan bu mumlar odaya mistik bir hava veriyordu. Kişiliğinin aksini oluşturan bu odanın detayları, sebepsiz bir gülümsemeyle son buldu dudaklarında. Pencerenin yanına koymuş oldukları boy aynasının on altıncı yüzyıl Fransası’nın izlerini taşıyan desenleri gayet hoş duruyordu. Odanın gayet hoş ve yaşanabilir olduğuna kanat getirerek kapattığı gözleri, uykuya dalmadan önce bir kez daha açıldığında acıyla bir kez daha inledi. Hareket etmesine bile imkân vermeyen bu ağrı, zaferinin tattırdığı halde defolup gitmemekte direniyordu.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://havadakiburun.tumblr.com/
 
Elektrik Direği.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Chosen Master RPG :: Arizona Devlet Lisesi :: 
I. KAT
 :: Sobrius Sınıf Yatakhanesi
-
Buraya geçin: