Chosen Master RPG
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Chosen Master RPG
 
AnasayfaAnasayfa  AramaArama  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  
Kurgu
    Profesör Austin'in deneyi yalnızca özel yetenekli gençlerin ortaya çıkmasına sebep olmamıştı. Okul pencerelerinden, kapılarından sızan buharın; toprakla, havayla, suyla ve çeşitli elementlerle etkileşimi sonucu bir takım varlıklar daha oluştu. Bunlar tekin yaratıklar değildiler ve gelecekte özel yetenekli Master'lara büyük sorunlar çıkaracaklardı.
Yönetim Kadrosu
Karşılaşma Ynetici2Karşılaşma Ynetici3Karşılaşma Ynetici4
Duyurular
#Sitemiz açılmıştır.

#Sitemizdeki avatar boyutu, 150|3xx'dir.

#Sınıf başkanı seçimlerine adaylık için lütfen Tık.


 

 Karşılaşma

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Faith Tilghman
Fortunatus | Tiro
 Fortunatus | Tiro
Faith Tilghman


Nerden : İtalya'da doğdu, ama hemen sonra ailesi Amerika'ya taşındı.
Lakap : Lakap çıkar mı ki ismimden?

Karşılaşma Empty
MesajKonu: Karşılaşma   Karşılaşma Icon_minitimeÇarş. Eyl. 07, 2011 5:05 pm

Maia Serenity Bennett & Sidonia Doris Blecher
    Maia ahengli adımlarla Arizona Devlet Lisesi'nin koridorlarından geçiyordu. Odasında bunalmıştı, dışarısı daha kalabalık olsa bile bu sıcak günde dışarıda oturmak buna değerdi. Maia insanlarla pek haşır neşir değildi, çoğunlukla o 'insanlar' ondan nefret ederdi. Belki de nefret ağır bir sözcüktü, sadece onu sevmezlerdi. Ve hep küçük görürlerdi. Maia kendini etrafındakilere hiç kanıtlayamamış bir kızdı bu yüzden. İnsanlar tarafından dışlanmanın iyi yanlarını da görmeye çalışıyordu. Mesela kimse onu rahatsız etmiyordu, onun yaptıkları kimsenin umurunda olmuyordu. Bunun sayesinde Maia çok daha özgür olabiliyordu. Lakin Maia pek iyimser bir kız değildi, ama artık somurtup odasına kapanmıyordu. Bu evreyi uzun süre önce geride bırakmıştı. Artık onların da yaptığı gibi başkalarını önemsemiyordu. Sadece ona değer veren kişi önemserdi. Bahçeye çıktığında gözleri ışığa alışamamıştı ilk. Sonra birkaç kere gözlerini kırpıştırdı, etraftaki ağaçlar ve öğrenciler yavaş yavaş belirdi gözünde. Arizona Devlet Lisesi öğrenci faaliyetleri konusunda hep güçlü olmuştu. Spor veya müsabakalarda değil belki ama, teneffüslerde öğrencilerin yeteneklerini kullanarak zaman geçirmeleri her zaman hoşuna gitmişti Maia'nın. Zihin gücüyle bir çocuğu havaya kaldıran birini gördü kız. Tahmin ettiğince kaldırdığı çocuğun yükseklik korkusu vardı, çocuk korkuyla çırpındı, sonra bir kuşa dönüşerek havalandı ve yere kondu. Etraftakilerin kimisi çocuğu kutluyor, kimisi de zorbalık yapan çocuğun arkadaşları olacaklar ki hoşnutsuzluklarını belli eden homurtular çıkarıyorlardı. Maia şanslıydı, ona hiç böyle zorbalık yapılmazdı. Çünkü zorbalık yapanın duygularını zorlanarak da olsa değiştirir ve ya fazla üzgün ya da fazla mutlu yapardı, böylece çocuk Maia'yı unutup ya ağlamaya ya da gülmeye başlardı. Kim diyordu ki kızın yeteneği işlevsel değildi, insanları başından atmada çok işine yarıyordu.

    Maia lisenin bahçesindeki parka geldiğinde etrafta kimsenin olmadığını gördü. Bu tuhaf olsa da kız dikkat etmemişti buna. Tahta banklardan birine oturdu sakince. Güneş tam yüzüne vuruyordu, ilk defa bundan rahatsız olmamıştı. Kemiklerini ısıtan güneşe karşı gözlerini kapadı ve elindeki annesinin kargoyla yeni yolladığı kitabını banka, yanına bıraktı. Birkaç dakika öylece durdu. Sonra birden ona bakan bakışların ağırlığını hissetti. Bunu normalde anlaması imkansızdı ama o normal biri değildi. Başını sağına çevirdi ve ona bakanın bir kız olduğunu gördü. Siyah uzun saçları dağılmıştı, mavi gözleri şaşkınlıkla bakıyordu. Sanki benim burada olmam gerekmiyormuş veya burada olmamı beklemiyormuş gibiydi.

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Sidonia Doris Blecher
Sobrius | Gui | Bina Başkanı
Sobrius | Gui | Bina Başkanı
Sidonia Doris Blecher


Nerden : Aslen Deutschland, lyaşıyordu in France.
Lakap : Uydur bakalım.

Karşılaşma Empty
MesajKonu: Geri: Karşılaşma   Karşılaşma Icon_minitimePerş. Eyl. 08, 2011 4:27 pm


    Doris, sonunda okula iyice ısınmıştı. Kendini gösterebildiği için memnundu, kısa sayılabilecek bir sürede gui olmuştu. Gui, ikinci seviyeydi ki bu okuldaki çoğu kişi trio olduğundan onlardan bir üst basamakta olmak ona tarifsiz bir zevk veriyordu. Şimdi de okulda ahkam kesmeye başlamıştı. Joe bu konuda pek ona destek vermese de, ona bulaşmıyordu uzaktan yaptıklarını izlemekle yetiniyordu. Teneffüslerde koşa koşa bahçeye çıkıyor ve insanlara eziyet ediyordu. Aslında normalde insanlar ona sataşmadıkça onların üstüne gitmezdi, ama artık her bakıştan bir ima seziyordu. Çünkü buradakiler de onun gibiydi. Hepsinin birtakım sorunları vardı, hiç kimseye güvenilmezdi burada. Yine Joe'yla beraber yürürken, bir binadaşının onu süzdüğünü fark etti. Normal bir teneffüsü çok görüyorlardı kıza. Doris bir süre ilgilenmemeye karar verdi fakat kızın hala ona baktığını görüyordu. "Ne baktın?" dedi her zamanki sinirliliğiyle. Fakat karşısındakinin de güçlü olduğunu biliyordu, buradaki herkes güçlüydü. Yine de aralarında bir seviye farkı olduğu aşikardı ki zaten kıza karşı aşinalığı vardı. Kız birden Doris'in gözlerinin içine bakmaya başladı, Doris kendini büyülenmiş gibi hissediyordu. Bir an titredi ve ardından bağırmaya başladı. Uzun süre bağırdı kıza doğru. Kız ne olduğunu şaşırmıştı, birden kanayan ellerine bakmaya başladı. Doris Joe'ya kaçmasını söyledi ve bilmediği bir yöne doğru koşmaya başladı. İşte okulda çıkardığı en büyük sorun buydu. Gui seviyesine geçtiğinden, artık insanlara zarar verebiliyordu ve bu doğrultuda kızın ellerini kanatmıştı. Birinin ona yardıma geleceğini umuyordu. Ayrıca kız hak etmişti, bu da bir gerçekti. Onun özel gücünüjn ne olduğunu anlayamamıştı ama canı gerçekten yakıyordu. Koşmaya başladı, olabildiğince hızlı bir şekilde ve sonunda soluklandı. Durdu ve etrafa bakmaya başladı. Muhtemelen parka gelmişti, etrafta kimsenin olmaması da ayrı ilgi çekici taraftı. Genelde kaçan insanlar parka gelirdi. Yavaş adımlarla yürümeye başladı. Biraz kendine gelip sonra tekrardan ortama karışabilirdi. İlk kez bir insana zarar vermişti, bu da gui seviyesiyle alakalı olmalıydı. Zarardan da öteydi bu, kızın elleri kan içerisinde kalmıştı. Fakat o kadar çok üzülmemişti Doris, yaptığından en ufak pişmanlık duymuyordu. Sadece bir süreliğine onun da eli titremişti, yan etki olarak. Bir süre nefes aldı, ardından banklara doğru ilerlemeye başladı. Fakat o sırada orda kahverengi saçlı bir kız gördü. Kız ona acayip acayip bakıyordu. Ki Doris de kendi bakışlarının değiştiğinden emindi. Kızın yanına gitti ve konuşmaya başladı.

    "Yerimden kalkacak mısın?"
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Faith Tilghman
Fortunatus | Tiro
 Fortunatus | Tiro
Faith Tilghman


Nerden : İtalya'da doğdu, ama hemen sonra ailesi Amerika'ya taşındı.
Lakap : Lakap çıkar mı ki ismimden?

Karşılaşma Empty
MesajKonu: Geri: Karşılaşma   Karşılaşma Icon_minitimePerş. Eyl. 08, 2011 7:40 pm

    "Yerimden kalkacak mısın?" dedi kız Maia'yı tersleyerek. Her an üzerine saldıracak bir boğaymış gibi görüyordu Maia kızı. Bu çok garipti aslında. Şu anda oldukça kızgın olduğunu görebiliyordu. Nedenini deli gibi merak ediyordu ama sormayacaktı. İnsanların, onun duygularını okumasından rahatsız olduğunu biliyordu ve o kimseyi rahatsız etmek istemiyordu. Kitabını yanından alıp kucağına koydu ve yana kaydı. "Şimdi senin de oturacak yerin var." dedi sakince. Kız biraz şaşırmıştı. Maia onun sadece görünüşünden bile biraz zorba bir karaktere sahip olduğunu anlamıştı. Belki de ilk defa ona böyle davranan birini görmüştü. Barışçıl yani. Bir süre tereddüt etti, Maia ona kızmakla kızmamak arasında kaldığından emindi. En barışçıl ve güven verici haliyle kıza baktı. Kız Maia'dan gözlerini ayırmadan yavaşça yanına ilerledi ve banka oturdu. Maia onunla konuşmayı denemek istiyordu, ama kızın buna niyeti yok gibiydi. Mavi gözleri ile parkın önünden geçen insanlara dalgınca takip ediyordu. Maia benim için hava hoş, dercesine omuz silkti ve kitabının kapağını açtı. Annesi ona hala sanki 12 yaşındaymış gibi muamele ederdi, buna en iyi gösterge de ona yolladığı kitaptı. İçi derleme masal doluydu bu kitabın. Maia ilk önce buna çok kızmıştı ama sonra başka hiçbir kitabı olmadığı için kitaba başlamak zorunda kalmıştı. Ve şaşırtıcı bir şekilde sevmişti. Bu masallar ona küçüklüğünü hatırlatıyordu. Normal olduğunu sandığı zamanlar. Kimsenin ona ucube gibi davranmadığı zamanlar. Annesi her akşam ona bir masal okurdu, iyi geceler öpücüğü verirdi. Bir yeteneği olduğunu öğrendikleri zaman ondan soğmuşlardı. Evet, bunu belli etmemeye çalışıyorlardı ama Maia bunu görebiliyordu. "Sen de hiç yeteneğin yüzünden dışlandığını hissettin mi?" diye sordu Maia kıza. Aslında isteyerek sormamıştı, sadece birine içini dökmek istemişti. Ve yanlız olmadığını bilmek. Ama kızın ne tepki vereceğini hiç düşünmemişti. Bu söylediğini toparlamak için mutlaka bir şey uydurmalıydı. Ama yapamadı. Ne kadar istese de insanların içini görmelerini engelleyemiyordu. O onların içini görüyordu ama karşılığında bu kadar saf oluyordu sanki. Başını önüne çevirdi. "Bu arada adım Maia. Soruma da... Cevap vermek zorunda değilsin." dedi kısık bir sesle. Güneş bulutların arkasına girmişti, bir an karanlık oldu. Maia o an üşüdüğünü hissetti. Rüzgar ikisinin de saçlarını dalgalandırıyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Sidonia Doris Blecher
Sobrius | Gui | Bina Başkanı
Sobrius | Gui | Bina Başkanı
Sidonia Doris Blecher


Nerden : Aslen Deutschland, lyaşıyordu in France.
Lakap : Uydur bakalım.

Karşılaşma Empty
MesajKonu: Geri: Karşılaşma   Karşılaşma Icon_minitimeC.tesi Eyl. 10, 2011 10:16 am


    Daha yeni bir kavgadan çıkmışken canı tekrar kavga istiyordu Doris'in. Bu yüzden karşısındaki pısırık kıza karşı kötü bir giriş yapmıştı ama kız bankın üzerindeki kitabını aldı ve Doris'e artık oturabileceği bir yer olduğunu söyledi. Doris şaşırmıştı. Heey, kızım sana kötü davranıyorum. Sen de bana öyle davransana. İçinden geçen düşüncelerin hiçbirinin bu kızla uyumlu olmadığını anlamıştı sonunda. Diretmeye gerek yoktu, ağzını açıp kızı tersleyecekti ama bunu yapmamaya karar verdi. Zorla kıza benimle kavga et diyemezdi ya. Biraz da kızdan karşılık gelmesi gerekiyordu. Yavaşça oturdu ama hala şaşkındı. Bir insan böyle bir terslemeye karşı nasıl bu kadar soğukkanlı karşılık verebilirdi anlamıyordu. Kafasını iki yana salladı ve parkın önünden geçenleri süzmeye başladı. Belki burada böylesine boş boş oturacağına gidip onlara sataşmalıydı fakat ortalığın biraz durulması gerekiyordu. Az önce birinin elini kanatması yeterliydi bugün için kıza. Hem yeteneğini kullandıkça, daha az acı hissediyordu. Bir süre ellerinin titremesi dışında bir şey hissetmemişti ki bu da iyi bir şeydi. Gözlerini insanlardan ayırdığında daha adını bile bilmediği kıza döndü. Kız kitap okuyordu, dışarıdan çocukca gözüken bu kitabın içeriğini bilmeden onunla dalga geçemezdi. Agresif ve kaba bir kız olabilirdi tabi ama önyargıdan da pek hoşlanmazdı. Sonradan pişmanlık çekeceği işler yapmak istemezdi, adımlarını hesaplayarak atardı. Bir süre kitabı inceledikten sonra birden kızın tiz sesini işitti tekrar. "Sen de hiç yeteneğin yüzünden dışlandığını hissettin mi?" Doris gözlerini şaşkınca kıza çevirdi yine. Bu soru muydu yani? Buradaki herkesin böyle hikayeleri vardı, hepsi kendi memleketinde dışlanıyordu burada azıcık saygı görebiliyorlardı. Gerçi Doris böyle düşünüyordu. Önünden geçen Naturalis ekibine kaydı gözleri, onlar oldukça neşeliydi. Eskiden böyle bir şey yaşamış olsalardı şimdi burada böyle dolaşamazlardı. Ayrıca şu anda hiçbiri dışlanmıyordu buradakilerin. Derin bir iç çekti, ardından kıza hışımla bakmaya başladı. Bu soruyu kendine yedirememişti, işte şimdi burada büyük bir kavga çıkaracaktı. "Bu arada adım Maia. Soruma da cevap vermek zorunda değilsin." Hava yavaş yavaş kararıyordu, Doris ne diyeceğini düşünürken. Bir insan bu kadar kibar olamazdı, hayır. Doris kabullenemiyordu bunu, o daha önce hiç böyle bir insanla karşılaşmamıştı. Şimdi burada kavga çıkaracak olsa, yine kızın onu takmayacağından emindi. Pes etmişcesine kendini salıverdi. "Ben de Sidonia. Diğer adımı başkalarının kullanmasından pek hoşlanmıyorum ama bil, Doris." dedi ve bu kadar uzun cümle kurmasına hayret etti kendisi de. Soruya cevap vermeyeceğini belli ederek kıza baktı, Maia da kitabına geri dönmüştü. O sırada tekrar kendini koyuverdi. "Ben yaşamım boyunca bunu hissettim. Gerizekalının teki olduğumdan da dışlandım hayat boyu. İyi ki buraya geldim." dedikten sonra kızı süzdü. Kız gülümseyerek Doris'e bakıyordu. Doris de zoraki bir gülümsemeyle başını sağa çevirdi, omzunu silkti. Bir süre sonra nedendir ki o da konuşma ihtiyacı hissetti. "Nasıl bu kadar iyisin?" dedi acayip bir soru sorduğunu bilerek. Bu kızla gereğinden fazla konuştuğunu hissediyordu Joe'ya ihtiyacı vardı onu buradan alıp götürmesi için.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Faith Tilghman
Fortunatus | Tiro
 Fortunatus | Tiro
Faith Tilghman


Nerden : İtalya'da doğdu, ama hemen sonra ailesi Amerika'ya taşındı.
Lakap : Lakap çıkar mı ki ismimden?

Karşılaşma Empty
MesajKonu: Geri: Karşılaşma   Karşılaşma Icon_minitimeSalı Eyl. 13, 2011 1:08 pm

    Maia için beklemek oldukça zor olmuştu. Kızın duyguları çok karışıktı, Maia'nın duygu okuma becerisini tamamen etkisiz kılacak bir durumdu. Maia duygularını okumaya çalıştıkça başı ağrıyordu kızın. Bu yüzden yeteneğinden acizmiş gibi ellerini kenetlemiş önüne bakarak bekliyordu. Yüzündeki sakin maskeyi hiç çıkarmamaya dikkat ediyordu. İnsanların ne hissettiğini bilmesini istemiyordu. Bu oldukça tuhaftı, çünkü o insanların ne hissettiğini her zaman biliyordu. "Ben de Sidonia. Diğer adımı başkalarının kullanmasından pek hoşlanmıyorum ama bil, Doris." dedi kız, Maia'yı şaşırtacak bir hareket yaparak. Maia başını Sidonia'ya çevirdi. Her gün insanlarla bu kadar sakin konuşmuyormuş gibi görünüyordu. Birisinin hayatında bir değişiklik yaratmak Maia'ya oldukça önemli gelirdi. Belki de Sidonia da onun hayatında bir değişiklik yaratabilirdi. "Ben yaşamım boyunca bunu hissettim. Gerizekalının teki olduğumdan da dışlandım hayat boyu. İyi ki buraya geldim." Maia ilk önce ne dediğini anlamadı, düşüncelerine öyle çok gömülmüştü ki. Sonra kıza son dediğini hatırladı. Sidonia onun sorusuna cevap vermişti. Maia kıza kanının ısındığını hissetti. Pek sosyal bir kız değildi, çoğunlukla toplum içinde onu dikkate de almazlardı. Ama sonunda birisi ona bir 'birey' muamelesi yapmıştı. Bunun sevinciyle gülümsedi. O sırada Sidonia'nın ona baktığını farketti. O da gülümseyip başını çevirmişti, ama içten bir gülümseme değildi bu. Sidonia'nın içindeki mutsuzluğu etkileyememişti Maia. Bunun da hemen olmasını beklemiyordu zaten. "Nasıl bu kadar iyisin?" diye sorduğunda Sidonia, Maia şaşırmıştı. Başını çevirdi ve ona ilk defa sorulan bu soruyu düşlündü. "Konu 'iyi'yi nasıl tanımladığına bağlı." dedi kız. Omuz silkti. "İnsanlar bana kötü davranmadığı sürece onlara kötü davranmak gerektiğini düşünmüyorum sadece." Maia Sidonia'nın şaşırdığını hissetti. İnsanları şaşırtmak da hoşuna giderdi. Sidonia'nın gözlerine baktı ve "Seni parka getiren nedir?" dedi konu açmak adına.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Sidonia Doris Blecher
Sobrius | Gui | Bina Başkanı
Sobrius | Gui | Bina Başkanı
Sidonia Doris Blecher


Nerden : Aslen Deutschland, lyaşıyordu in France.
Lakap : Uydur bakalım.

Karşılaşma Empty
MesajKonu: Geri: Karşılaşma   Karşılaşma Icon_minitimePerş. Eyl. 15, 2011 5:05 pm


    Sidonia'yı parka getiren ne miydi? Tabi ki de kendi aptallığıydı. Seviye atladığı için herkesten üstün olduğunu sanıyordu, oysa o sadece bir guiydi. Yeteneğini kullanırken artık daha az efor sarfettiğinden, insanların üzerinde bunu denemesi kolay oluyordu. Yaklaşık altı yıl önce yaşadığı travmadan çoktan kurtulmuştu ve özel yeteneğiyle yaşamasını öğrenmeye başlamıştı. Ve sinirinin yeteneğiyle başa çıkamamaktan kaynaklanmadığını da böylelikle çözmüş olmuştu. Hala eski agresifliği üzerindeydi, hala insanlara sataşmadan duramıyordu. Çocukluğunda yapamadığı yaramazlıkları Arizona Devlet Lisesi'nde yapıyordu. Kızın elini kanatmıştı, eskiden olsa kendini çok kötü hissederdi. Bir eşyayı yerinden kımıldattığında içi acırdı, üzerindeki bir eyşa da bu etkiye maruz kalırdı. Şimdiyse kızın elinin kanamasının yanında sadece Doris'in elleri titremişti ki bu hiç adil değildi. Psikolojik bir durum da olmamıştı, yani Doris'in lehineydi her şey. Fakat o bücürük kızın gidip öğretmene Doris'i ispiyonlayacağına emindi ve baş belası bu kız, eğer okuldan atılmak varsa birkaç haftaya kalmaz evinin yolunu tutacaktı. Derin bir nefes vererek yanındaki kıza döndürdü gözlerini. Kız bir yandan kahverengi saçlarıyla oynuyordu, diğer yandan kitabındaydı gözü ve sanki bir tepki beklermiş gibi duruyordu. Doris siyah saçlarını geriye attı ve Faith'e döndü. "Hava sence de çok güzel değil mi optimist kız?" dedi kıkırdayarak. Bu biraz dalga geçiyor gibi olmuştu fakat Doris gerçekten de dalga geçtiğinden hiçbir sorun yoktu. Karşısındaki iyilik meleğine aynı iyilikle davranmak zorunda hissetmemişti kendini. Belki ilerleyen günlerde arkadaşlıklarını da ilerletirlerdi ama bugünlük yeterdi. Yürümek üzere ayaklandı fakat tam o sırada karşıdan gelen profesörü gördü. Yüzünü gizlercesine kızın yanına oturdu yine fakat adamın sesiyle kendine geldi ve başını kaldırmak zorunda kaldı. "Bayan Blecher, müdürün odasına gidiyoruz." diyince adam sızlanarak tekrar ayağa kalktı. Faith'e sahte bir gülücük eşliğinde el salladıktan sonra müdürün odasına doğru yavaş adımlarla ilerlerken çevredekilere laf atmayı da ihmal etmedi.

    &RP SON.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Karşılaşma
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Chosen Master RPG :: Arizona Devlet Lisesi :: 
BAHÇE
 :: Park
-
Buraya geçin: