Phoebe C. Masen Sobrius | Gui
| Konu: Uzak anılar. Salı Eyl. 06, 2011 2:44 pm | |
| Ne kadar zaman geçmişti onu görmeyeli? İki yıl olmalıydı en fazla. Ama özlemişti teyzesini. Aile olarak gördüğü son kişiydi o. Teyzesinin yetiştirebileceği her çiçeği yetiştirdiği minik bahçeden geçerken sahte bir gülümseme oluşturdu yüzünde. Teyzesinin karşısına somurtarak çıkamazdı ya. Kalktığından beri içinde hissettiği hafiflik hissinden kurtulamıyordu. Bir şeyler olacağını anlamıştı ama bunun iyi bir şey olduğunu umuyordu. Kapıyı açtığı zaman teyzesini bulamamak gibi bir şey bulmak istemiyordu. Derin bir nefes aldı ve uzun zamandır habersiz kaldığı teyzesinin kapısını tıklattı. İki hafif vuruş bile, kulakları her zaman oldukça hassas olan akrabasının kapıyı duymasına yeterdi. Onunla kaldığı zaman boyunca öğrenmişti bunu Phoebe. Kapıya doğru yaklaşan ayak seslerini duyarken bir erkek ardından da gülen bebek sesi duydu kız. Kapı açılır açılmaz teyzesine sarılmak için attığı adım yarıda kesilmişti. Karşısında teyzesi değil, bir adam duruyordu. "Qui est-ce?" Phoebe aynı soruyu sormak üzere hazırlanırken arkadan teyzesinin sesi duyuldu. "Cassandra?" Tanıdık yüz ortaya çıkınca, kızdan rahatladığını belirten bir iç çekiş duyuldu. "Oui." Teyzesi kapıdaki adamın kenara çekilmesini sağladıktan sonra yeğenine sarıldı. O geri çekilirken, adamı inceleyen Phoebe sormadan teyzesi açıklamaya karar vermiş olacak ki konuşmaya başladı. "Tatlım üzgünüm. Senden hiçbir şekilde haber alamadığım gibi, sana haber de veremiyordum. Sen yanımdan ayrıldıktan sonra evlendim ve bir çocuğum oldu. Bir yaşında ve adı Clemence. Görmek ister misin?" Şaşkınlıkla başını salladı kız. Her şeyin eski günlerdeki gibi olacağını nasıl düşünebilmişti ki? Sadece hayaldi o. Kendini rahatlamak isteyen bir kızın kurduğu hayaller. Teyzesinin evlendiğine ve çocuk sahibi olduğuna inanamıyordu. O hayatında tanıdığı en feminist insanlardan biri sayılırdı. Böyle olmaması gerekiyordu. Derin bir nefes aldı kız. Yılanı andırır bir şekilde kurnazca bakan gözleri, komşularının oğlunu izliyordu. Gözlem işleri oldukça hoşuna gidiyordu Phoebe'nin. Özellikle de hoş çocuklarsa. Ona yaşadıklarını unutturuyor, kısa süreli de olsa rahatlamasını sağlıyordu. Çocuk, ona bakıp çarpık bir şekilde gülümserken, Phoebe gözetlerken yakalanmış bir kız gibi davranmayarak aynı şekilde gülümseme ile karşılık verdi. Bu kız için bir bakıma kendini rahatlatma şekliydi. Çocuk, belki de onu evlerine çağırmak için kıza seslenecekken pencerenin bir anda kapanması ikisinin de şaşırmasına sebep oldu. Çocuğun son gördüğü Phoebe'nin şaşkın yüzü olmuştu. Kız karşısında teyzesini gördüğünde, şaşkınlığının geçmesi için içinden ona kadar saydı. Sinirli bir şekilde vesayetinin bulunduğu insana bakarken, bağırıp çağırmamak için zor tutuyordu kendini. Ailesi asla böyle davranmaz, kiminle konuşmak ya da buluşmak istiyorsa ona izin verirdi. Bu bir erkek bile olsa. Üstelik komşusunun çocuğuydu! Yani teyzesi o çocuğu biliyor olmalıydı. Kızın gitmesinin ne zararı vardı ki? "Siz genç kızları anlamıyorum." Diye söyleniyordu kadın. "Erkeklermiş, hah. Benden sana bir tavsiye küçük hanım. Asla evlenme! Erkeklerden uzak dur." Bakışları o kadın ile buluştuğunda kahkaha atmamak için zor tutuyordu kendini. Ona nasihat veren kişi, evlenmiş, sadece evlenmek ile kalmamış, çocuk sahibi olmuştu! Kabul etmeliydi ki, bebek oldukça tatlıydı. Onunla sohbet konusu açıp, tanımaya çalışan yeni eniştesi ile anlaşmaya çalıştı bir süre. Yaşamının çoğu Berlin'de geçmiş olsa da, fransızca grameri, almancasından oldukça iyiydi. Yalandan oluşturduğu gülümseyen maskesine ve o ailevi ortama daha fazla dayanamayacağını düşündüğünde ayağa kalktı. Onu dikkatle izleyen bebeğe doğru ilerledi. "Umalım da benim başıma gelen senin başına gelmesin küçük." diye düşündü onun saçını okşarken. Çocuk, Phoebe'nin ne düşündüğünden habersiz gülmeye başladı. Kız teyzesine son bir kez sıkıca sarıldıktan sonra kapıya yöneldi. Buraya uzun süre dönmeyi düşünmüyordu. | |
|